Nuran Zincircioğlu

Nuran Zincircioğlu

Zihinsel ve Duygusal Oruç

 

                                                                         ZİHİNSEL VE DUYGUSAL ORUÇ   

                                                                                                                                                                                           Malum Ramazan bitti bedensel oruçtan sonra, hadi gelin zihinsel ve  duygusal oruç da tutalım.

            Üç  nevi oruç vardır;

           Ruhun orucu,aşırı ihtiraslardan uzak bulunmak ve kanaat sahibi olmaktır.

           Aklın orucu,heva ve heveslere aykırı hareket etmektir,

           Nefsin orucu,yeme içme ve harama karşı perhizkar olmaktır.

           Negatif  düşünce orucu nedir?

           Negatif düşünce orucu nasıl tutulur?

Gelin hep beraber öğrenelim ve  21 gün boyunca negatif düşüncelerle beslenmeyi bırakalım .

           Negatif  düşünce  geldiğinde zihninizi başka bir şeye yönlendirin. Yani kalbinize o duyguyu deneyimletmeyin!                                                                                                                        Ramazan boyunca oruçlu geçen  günün sonu genellikle ziyafet masalarında ,intikam alırcasına yenen yemeklerle son bulur.Gün boyunca aç bırakılan beden,günün sonunda maruz kaldığı bombardımanla faydadan çok zarar görmeye başlar.       

           Gelelim zihinsel oruca… Vücudu kendi haline bıraktığımızda, yani dışarıdan  gıda takviyesini kestiğimizde,vücudun nasıl kendi kendini iyileştirdiğini biliyoruz. Aynı şey zihin için de geçerli. Gün boyu zihnimiz çöplük gibi düşünceler içinde yüzer. Aynı anda pek çok işi yapmak durumundasınızdır. Kafada bin tilki cirit atar. Yattığınızda bile beyin problem çözmeye devam eder. Hatta bu sizi uyutmayacak dereceye kadar varır. Düşüncelerin çokluğundan dolayı tek bir şeye odaklanmanız zorlaşır. Düşünce, öfke, üzüntü, endişe, korku gibi duyguları yaratır. Düşünceleriniz sizi hasta etmeye varıncaya kadar haddini aşar. İşte bu noktada aynı bedensel oruçtaki gibi zihinsel oruç devreye girer.

             Dolayısıyla zihin ve beden ayrılmaz bir ikilidir. Aslında buna üçüncü ve en etkili eleman da dahil olur. O zaman beden-zihin-ruh dengesini kurarsınız. Zihinsel oruçta bedensel oruçta yapılan yanlışlar yapılmamalıdır. Yani tüm gün oruç tutup, açlık hissi ile eziyet çekip, intikam alırcasına yenen yemek misali, zihinsel oruç tutup kendinizi düşüncelerden arındırıp ardından bombardıman şeklinde düşüncelerin içine düşerseniz olmaz. Bu aynı kısa süreli ve yaşam tarzı haline getirilemeyecek diyetlere benzer. Zihinsel oruçta olumlu düşünce yoktur.Olumlu düşünme olumsuz düşünceleri bastırarak gerçekleşir.  

         İnsanın diliyle kalbinin arası bir karış, kısacık bir yol. Ama çoğu zaman dil ve kalbin arasında kilometrelerce fark olabiliyor

      Nasıl mı? Buna cevabı şu soru verecektir:

      -Diline vuran ne?

      -Kalbin mi, egon mu?

      -Ya da kim konuşuyor?

      -Kalbin mi egon mu?

          İşte, insan bunu kendinde fark edebildiği an kendini de arındırmaya başlıyor. Çoğu zaman verdiğimiz tepkiler, yorumlar, yargılar hep egonun dile gelmesidir. Kendimiz sandığımız egoların yükselen sesleri konuşur her daim. Hemen aklıma Shakespeare'in bir sözü geldi: "Sesini değil sözünü yükseltmeli insan. Çünkü gök gürültüleri değil, yağmurlardır yaprakları yaşatan." Herkesin zihninde konuşan bir egosu vardır. Hem yargıç, hem avukat, hem zanlı, hem sanık; her rolü yazar çizer ve oynar. Her daim haklı ve haksızı, doğru ve yanlışı dillendirir. Hatta gök gürültüleri patlatır, şimşekler çaktırır. Ve seller toprakları, çiçekleri söküp atar...  

        Ramazan orucu, sadece bedensel arınma değil aynı zamanda zihinsel bir arınma da içerir. Egoların devreden kaldırılıp, gönül gözüyle görebilmek, gönül diliyle konuşabilmek için toplu bir fırsat yaratır. Toplu yapılan ritüeller, ibadetler birlik enerjisinden yararlanarak daha fazla etkileşim ve rezonans yaratmamızı sağlar. Ama bu hayat yolculuğundan kendi başımıza sorumlu olduğumuzu da unutmamalıyız. Kendimiz için her daim zihin oruçları tutabiliriz.

        Mesela 21 gün boyunca hiç kimseyi yargılamamaya, yani herkese karşı hoşgörüde ve kabulde kalmaya niyet edebilirsiniz. Tabii ki size bu niyetinizi sürekli hatırlatacak bir işaret kullanmalısınız. Eğer bir gün zihin orucunuzu bozduğunuzu fark ederseniz hemen 21 güne bir gün daha ekleyin. Ayrıca bu çalışmayı bir yakınınızla birlikte yaparsanız daha etkili olur. Birbirinize ayna olabilirsiniz. Hatta Ramazandaki gibi toplu olarakta yapmaya özen gösterirseniz daha da yoğun olarak negatif  enerjilerden  arınırsınız.Kendinize karşı dürüst olup en çok ihtiyacınız olan konuyu belirleyin. Egonuz en çok neyle dile geliyor?

- Yargı

- Eleştiri

- Kıskançlık

- Suçlama

   Zihin orucunuzu tutarken aynı zamanda dilinize gönlünüzün, kalbinizin sesini de koymayı hatırlayın. 21 gün boyunca bırakın kalbiniz şakısın...

             Aklımız da tıpkı bedenimiz gibi bize aittir. Kendimize hâkim olup önümüze gelen her şeyi yemeyerek nefsimizi terbiye ederken aklımızdan geçen düşünceler üzerinde de hâkimiyet kurabilmeyi öğrenmemiz mümkündür.

             Enerji konusu ile ilgilenenler, pozitif enerjinin ve dolayısıyla hayat içerisindeki olumlu unsurların nasıl ve ne şekilde çoğaltılabileceğinin bilincindedirler. Bugüne dek konu ile ilgilenmemiş kişiler olabileceğini de göz önünde tutarak, okunanların daha anlamlı olabilmesi için kısa bir özet vermek gerekir diye düşünüyorum. Aklımız, düşüncelerimiz, kafamızın içerisinde uçuşan her ne varsa, tıpkı söylediğimiz sözler ve davranışlarımız gibi hayatımıza olumlu veya olumsuz şekilde yön verir. Olumlu olan unsurları düşünüp olayları zihnimizde evirip çevirirken, onlara olumlu bakmayı ve olumlu sonuçlar umut etmeyi sürdürürsek, kısa bir zaman içerisinde hayatımızın bundan nasıl  etkilendiğine 21. günün sonunda yaşayacağınız bayram coşkusunu hissederek  şahit olacaksınız.  

                                     

                                             NURAN ZİNCİRCİOĞLU 

                                  sevgiyle kalın......

     

                                                     23 07 2015

Önceki ve Sonraki Yazılar

YAZIYA YORUM KAT

UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
1 Yorum