İmar kanunun 18. maddesi uygulamasını ilgilendiren hususlar‏

18. MADDE UYGULAMASI İLE İLGİLİ BAZI HUSUSLAR

Belediyelerce yapılan imar çalışmalarında bazen bilerek, bazen de farkında olmadan bir çok yanlış ya kasıtlı hatalı uygulama yapılmaktadır. Danıştay 6 daire ile diğer ilgili daire kararları tarandığında belediyelerin yaptığı bariz hataları görülebilmektedir. Bunlardan aklımıza gelenlerin bazılarını sıralayalım:

a)      Kişinin kıymetli yerdeki arsası alınarak değeri daha düşük yerde arsa verilmektedir.

 

b)      Kişinin arsaları topluca değerlendirilemeyecek kadar küçük parçalara bölünerek kullanılamaz hale getirilmektedir

 

c)       Kıymetli yerdeki arsaya, düşük değerli arsa sahibi ortak edilerek birileri kayrılmaktadır.

 

d)      Belediyenin kıymetli yerden DOP(düzenleme ortaklık payı olarak belediyenin aldığı arsa miktarı) bedeli olarak aldığı arsaya,  başka yerdeki düşük değerli arsa sahibine pay verilerek, bilahare bu arsayı onun alması yolu açılabilmektedir. Dolayısiyle önceki arsa sahibi mağdur edilirken;  bu yeni arsa sahibi kayrılmaktadır. Yandaşa kıyacılık yapılmaktadır.

 

e)      18 madde uygulaması yapılan yerde yapılan zayiat %40 dan daha düşükken,  örneğin %20 -%30 zayiat varken, düzenleme sahasındaki tüm arsalardan %40 zayiat alarak,  zayiatdan  aldığı fazla arsayı belediye  kendine haksız  mal edinerek kişileri mağdur etmektedir. 

 

f)       Düzenleme yapılacak sahada zayiat düşük çıkması halinde, zayiat fazla çıkan veya çıkacak bölgeleri birleştirerek, düşük zayiat çıkacak bölgedeki arsa sahipleri mağdur edilmektedir. Zayiat fazla çıkacak yerde, belediye fazla aldığı miktarı istimlâk edeceği arsalarla telafi edecekken veya aldığı fazla arsanın bedelini ilgililere ödemesi gerekirken, bu külfetten kaçınmak adına düzenleme yapılacak ve bir biri ile ilgisi olmayan alanları birleştirmektedir.  Ortalama zayiat alanı artırılarak; zayiatın düşük çıktığı bölgedeki arsa sahiplerini mağdur etmektedir.

 

g)      İmar düzenlemesi yapılacak alanda hazinenin, diğer resmi kurumların ve belediyenin arsası varsa bunların tamamından DOP alınması gerekirken, belediyeler kendilerine ait arsalardan  bazen düzenleme ortak payı almamaktadır.

 

h) İmar uygulamaları, yani yeni imar planı yapılması belli zaruretler neticesi olarak ortaya çıkmaktadır. Haklı bir gerekçe olmadan yeni bir imar planı yapılması yasaya ve hukuka uygun değildir.

 

     İmar kanununun 18. maddesine istinaden yapılacak düzenleme kadar, diğer imar planları da önemli olmakla birlikte; genelde düzenleme ortaklık payı alınan imar uygulaması belediyelerce kendilerine arsa payı çıkardıkları  ve dop bedelini resen aldıkları için  tercih edilmektedirler. 18. madde uygulaması bazı kolaylıkları da beraberinde getirdiği için de tercih edilmektedir. Belediyelerin DOP alanı olarak arsayı kendisine mal etmesine dair yasada bir hüküm bulunmamaktadır. Böyle bir uygulama kanunsuz ve keyfi olmasına karşın, uygulamada hemen hemen belediyelerin bir çoğu 18. madde uygulamasında, kendisine arsa çıkararak, arsa sahiplerine ortak olmakta ve kişiye kendi arsasını satmaktadır.

 

ı) Gerek imar kanununun 18 maddesinde gerekse imar yönetmeliğinde, düzenleme yapılan alanlarda; yol, okul, park,  çocuk parkı, hastane, ibadethane gibi alanlar için kullanılacak arsa miktarının düzenleme ortaklık payı alanı olarak alınabileceği belirtilmektedir.  Konuyla ilgili imar yönetmeliğinin 11 maddesinde “Düzenleme ortaklık payı oranı: Bir düzenleme sahasında tespit edilen düzenleme ortaklık payı miktarının, bu saha içindeki kadastro veya imar parsellerinin yüzölçümü miktarına oranıdır. Evvelce yapılan düzenlemeler dolayısıyla düzenleme ortaklık payı veya bu maksatla başka isimlerle bir pay alınmış olan arazi veya arsalar bu ortaklık payı hesabına katılmaz. Ancak, taşınmaz sahiplerinin talepleri üzerine, mülga 6785-1605 sayılı İmar Kanununun 39 uncu maddesine göre daha önce ifraz edilerek tescil edilen parsellerden düzenlemeye dahil edilenlerin, ilk parselin ifrazında alınan terk oranını % 40'atamamlayan fark kadar düzenleme ortaklık payı alınabilir.” denilmektedir. Danıştay 6. dairesinin 1990/00005 Esas, 1991/2101 sayılı kararında da ”Parselasyon işlemi nedeniyle düzenleme sınırı  içerisindeki kamu alanlarının karşılanması amacıyla % 35'e kadar düzenleme ortaklık payı alınabileceğinden, belediyece böyle bir hesaplama yapılmaksızın % 35 pay alınmak suretiyle belediye adına imar parselleri oluşturulmasında isabet görülmediği” belirtilmektedir. Danıştay 6. dairesinin 100 lerce kararına mehaz olan gerekçelerde bu yoldadır.

Temennimiz, belediyelerin 18 madde uygulamasını, bulundukları yörenin ihtiyacı ile ilgili zorunluluklar öncelikli olmak üzere, hakkaniyet ölçüsünde, plan ihtiyaç ve gereklerine göre   işlem yapma ları -dır.                                     

 

                                                                                   Ramazan MUTLU

Önceki ve Sonraki Yazılar

YAZIYA YORUM KAT

UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.