
İftardan Sonra Yürüyüş
Salı akşamı Aksaray
Üniversitesinin verdiği iftar yemeğinde idik. Yemeğe zannedersem bir 5
kişi
falan katıldı. Yemeğe bürokrasinin dışında Üniversitenin personel ve yakınları
da davet edilmişti. Bu kadar kalabalık olmasına rağmen organizeyi beğendiğimi
söyleyebilirim. Cami açılışındaki organizeyi eleştirimde haklı olduğum ortaya
çıktı. Bugün her şey mükemmeldi organizede iyi idi. Organizeyi yapanlar her
şeye dikkat etmeye çalıştılar, bu kadar insana aynı anda hizmet güzeldi.
Yemeğe Aksaray Valisi
Sayın Selami Altınok, Milletvekili Ali Rıza Alaboyun, Ruhi Açıkgöz, Belediye
Başkanı Nevzat Palta, Adli yetkililer ve diğer protokol yemeğe iştirak ettiler.
Tabi bir yemekle işi bitirmek isteyen Rektör Acar iyi bir fikir düşünmüş.
Yemekten sonra bir
konuşma yapan Rektör Sayın Mustafa Acar Üniversite ile ilgili bilgiler
verdiler. Bu sene yeni açılacak bölümlere alacakları öğrencilerden bahsederken,
yeni açılacak bölümlerinde inşaatından bilgiler verdi.
Ben yemek de Aksaray’ın
medarı iftiharı Sayın Orhan Ağaçlı ile yan yana oturdum. Allah kendisine uzun
ömürler versin, kendisi ile ezan öncesi
sohbet etme imkânı buldum. Bana iltifat edip; “ hiç yaşlanmıyorsun maşallah
Kaya” diye takıldı. Bende kendisini örnek aldığımı söyleyerek henüz çok gencim
diye cevap verdim.
Zaman zaman Orhan amcaya
maşallah çok sağlıklı ve iyisin dediğimde bize her zaman; “ henüz 25 yaşındayım
diyerek” cevap veriri. Zaten kendinizi genç hissetmeniz bir moral
motivasyonudur.
Kendisinin Aksaray için
bir tanıtım müzesi olduğunu bilmeyen yok. Bu efsaneyi ömrü ahirlerinde belgesel
olarak hiçbir beklenti olmadan yaşatmayı uzun zamandır düşünüyordum. Yemek de
kendilerine bir teklif de bulundum. Hayatını Televizyon için belgeselleştirmek
istediğimi söyledim, oda buna olumlu cevap verdi. Umarım bayram sonu kendisini
hayatını çekip sizlerle paylaşırım. Tabi Allah herhangi bir sağlık ve sıhhat
bozukluğu vermezse.
Yemek den sonra
Üniversite camiinde akşam namazını kılmak için yemekten kalktık. Yemeği
hazmedelim diye salonla cami arası bir hayli mesafeli. Buraya yaya olarak
yürüdük, Milletvekilimiz Sayın Ali Rıza Alaboyun, Ruhi Açıkgöz, Vali Selami
Altımok ve ben dörtlü beraber camiye yaya yürüdük. Ama ne yürüyüştü, görmek
lazımdı, yolda dökülüp arabayla gelmek zorunda olanlar oldu.
Cami girişine
vardığımızda o rüzgârlı havada iyi bir ter attığımızı söyleyebilirim. 15
dakikaya varan yürüyüş de camiye girince ter bastı. Namaz sonrası iki
milletvekili Vali Bey ve Nevzat Başkan tekrar yola yaya yürüdüler. Niye yalan
söyleyim dönüş de kaytardım ve bir araçla yemek yediğimiz salona gelip çayımızı
içtik.
Burada Ramazan günü
caminin cumadan cumaya açık olması hakikaten beni üzdü. Bu güzelim camiye
rektörün imamı özel çağırdık demesi de pek hoşuma gitmedi, imam zaten burasını
görevlisi. Kim olursa olsun okul tatillerinde haydi öğrenci yok, akşamları
kapalı olsun ama gündüzleri mutlaka açık olmalı. Bu millet o zaman bu camide
namaz kılınmayacak da niçin para verip yaptırdı? Süs olsun diye cami yapılmaz,
hiç değilse orada ezan okunmalı ve cami açık olmalı.
Akşam buradan ayrılıp
Zinciriye medresesindeki namaza katıldık. Namazdan sonra çay sohbeti çok
mükemmel oldu ve geç vakte kadar sohbet edildi. Medresenin şanına yakışır bir
şekilde Ramazan dışında da bu sohbetler devam etmeli.
Bugün ben aslında son
dönemlerdeki çalışmam nedeni ile gezi notlarımı yazacaktım. Ama bazı konular
sıcağı sıcağına yazılması nedeni ile bu yazımı yarına erteledim. Sizlere
gezilerimde vatandaşlarla yaptığım renkli sohbet ve şehir dışında neler oluyor
onları paylaşacağım.
İnsanlar şehir hayatının
dışında yazıda yabanda neler yapıyor. Bizim gibi gölgede oruç yiyip sokak da
sigara mı tüttürüyor yoksa bunca sıkıntıya rağmen hem işini görüp hem de
orucunu mu tutuyor bunlara göz attım. Yarın ki yazımda sizlere bunları
aktaracağım.
HABERE YORUM KAT
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.