FERRARİM YOK SATACAK

FERRARİM YOK SATACAK

FERRARİM YOK SATACAK
Bilgiye ulaşma noktasında son derece teknolojik imkanların mevcut olduğu asrımızda her nedense toplumumuz bu imkanları değerlendirmesini bilmiyor. Daha doğrusu toplum olarak öncelikli hedeflerimiz arasında bir bilgi ve kültür toplumu olmak kendimizi geliştirmek gibi gayeler yok. İnsanların daha çok ekonomik kalkınma üzerine hayatlarını kurduğu ve geçim sıkıntısı çektiği bir ülkede sadece ekonominin düzelmesi ile her şeyin düzeleceğini zannedenler var. Oysa salt ekonomik zenginliğe sahip olan toplumların ciddi psikolojik bunalımlar yaşadığı bir gerçek. Yapılan istatistikler, dünyanın ünlü, zengin insanlarının, ki bunların başında aktörler ve şarkıcılar geliyor; yaşamlarının zirve dönemlerinden sonra psikolojik tedaviye muhtaç hale geldiklerini ortaya koyuyor.

Dedim ya kendimizi hayatın çıkmaz sokaklarına bırakıveriyoruz.”NEDEN, NİYE” amacı olmadan öyle salıveriyoruz hayatın boş maddiyatına ̶
; SULTAN SÜLEYMAN’A” bile kalmayan dünyayı öyle bir sahipleniyoruz ki hiç ölmeyecekmişiz gibi̷
; Aklımız başımıza ya çok kötü bir hastalıklarda geliyor ya da her şeyimizi kaybettiğimiz durumlarda..Ya da en sevdiklerimizi kaybettik den sonra değmez hayatın rüzgarı bir gün bir tokat gibi bize vurduğunda anlıyoruz̷
;Hayat senaryomız da bizlere verilen rolleri çok sahiplendik..Hayatta kalabilmek için bu mücadeleye alışıverdik. Bizim piskolojimizi alt üst edecek kadar dalıp gitmemizi anlamıyorum..Şöyle bakıyorum her şeyi olan insanların da hayatta çok mutlulukları yok ..”-E ne istiyorsun kardeşim amacın ne evin en iyisi arabanın en güzeli olmuş.” ̶
;NEDEN ̶
; Bu mutsuzluğun yıkılışın anlamadım ki ̷
;Geçenlerde ailemle oturmuş ̶
;ÇOCUKLAR DUYMASIN” Dizisini izliyorum.orada ki adamın bir konuşması o kadar çok etkiledi ki hayatını öyle yalın ve sade anlattı ki herkesi hayran bırakdı.Haklıydı belki o kadar rahat olmak da olurmuydu tartışılır ama olsun o mutluydu.Zaten amaç doğrultusu da maksat mutlu olmak değil mi?
Hayatın sıradanlıkları içersinden sıyrılıp kendi düşünce ufkumuzu genişletmek ve alternatif aktivitelere kendimizi yönlendirmek zorundayız. Hayata bizi bağlayan fakat zamanı geldiğinde de bizi hayattan çekip alacak olan kaçamayacağımız gerçeklerle yüzleşmesini bilmeliyiz.Hayat ne çok polyana olmaya geliyor çünkü ne de bu kadar sıkı sıkı tutmaya arada ki dengeyi sağlayacak biri varsa o da biziz.. Kendimiz yani!!. O yüzden Her işte hareket noktası ve felsefesi çok önemlidir. Yola çıkan bir insan, yolun menziline ve gidilecek yere göre, karşılaşabileceği zorlukları önceden hesaplamalı ve ona göre tedariklerini hazırlamalıdır. Toplum olarak güvenebileceğimiz, vatanımızı, milletimizi milli ve manevi değerlerimizi emanet edebileceğimiz, çok yönlü ve ufku geniş, hayatın zorluklarından yılmayan, bilim ve teknoloji ile barışık aynı zaman da yaratılış gayesini de unutmayan, bizi çağlar ötesine taşıyabilecek yeni nesli yetiştirebilecek miyiz? Veya böyle bir derdimiz var mı?
Şimdi düşünün kendinizi ne yapmak istediğinizi ve nerde olduğunuzu bir yön çizin ama çok kaptırmadan hayatın gerçeklerini düşünerek! Öyle yaşayın ki hiç ölmeyecek yarın da gidecek gibi̷
;.

HABERE YORUM KAT

UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.