
Pınar DEMİR
Çocuk kadınlar
Ben mi?
Mahalle kedilerine dağıtmak için mutfaktan çaldığı reçelli ekmeklerin kırıntısı yanağına yapışmış,bayram yerinde kaybolmuş,göz çukurları taştı taşacak yaşlarla dolu,yaramazlığının cezasını çekmeye hazır sümüklü bir kız çocuğuydum belki de.
Gülüşüyle mutluluğun alfabesini yazmaya çalışan ,kalbinde hoyrat yaraları olan kendine uzak sana aşık bir kız çocuğu
Tırnaklarının içinde hep bir mücadele çamuru, buzdan heykel yapmasını bekleyen bir drama ve o drama içerisinde umutlarının başrolünde oynamayı tercih eden bir kız çocuğu
Olur olmadık şeylere sevinen arkası yarın tadında olan hüzünleri bile bir papatya tanesinde biriktiren çocuk
Hala seksek oynamanın tadını hiçbir şeye değişmeyen,kimse görmesin diye kuytu bir köşede hala düşmeye çalışan ama bu defa ağlamayan bir çocuk
Ya da Harran’da bir çocuk gelin gözleri mahzun ,umutları savruk.Diyarbakır’da dört başı hasret bir cumartesi annesi,elimde kına ,başımda yaşmak .Ama heyhat fırtınalar kopsa da içinde sırtında küfesi ,gözünde sürmesi ile gezen bir çocuk
Kendi saklambacında ebe,çıkmazında sokak,elinde çocuk gelinim ben diyen bir yüzük.Hangi oyununun yarım kaldığını bilmeyen masum bir çocuk.
Orta Anadolu’da bilinmezlere gebeyken meskenleri yuva yapan fedakar bir çocuk ya da atalardan gelip,torunlara doğru karanlıkta giden ,batsın bu dünya düzeni diyemeyecek kadar naif ve yalnız bir çocuk
Dünya onunla güzeldi
Bir serzenişti çığlığı
Kalabalıklığı yalnızlık
Sevdası doruktu
Yokluğu ise her daim soğuk
Çocuk kadındı
Kadın aslında çocuktu
Ben bu satırları yazarken İrem sınırda bir kiraz bahçesinde gözleri mahzun ırgatlık yapıyordu.Almışlar babasını İrem’in ,kendi karanlıklarına mahkum etmişler.İrem o günden sonra büyümeye mahkum edilmiş bir çocuk oluvermiş.Büyümeye mahkum edilmiş bir çocuk!Bozkır vadilerde umutları kemirenler ise hep varolmuş varolacakmış belki de.
Herşeyi alırsın ama gülüşleri asla! Bir umut gider binlerce umut yeşerir bizde.Bir gün İremler kardeşlik türküleri söyleyecek benim ülkemde ve hikayelerin kadın kahramanları şiirlerdeki gibi kalacak
kadınlar ve kızlar,
dişil ve doğurgan,
duygusal ve duyarlı olan.
eril olmayan yani,
fethetmeyi değil fethedilmeyi bekleyen kale, daima.
gecenin karanlık koynunda kapılarını açan kent,en fazla
en fazla bir sandalı koynuna alan deniz.
durağan
ve çaresiz
ve lekesiz
ve temiz tertemiz.
YAZIYA YORUM KAT
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.