Allah mutlu etsin

Hafta sonu Belediye Başkanımız Sayın Nevzat Palta’nın kızının düğününe katıldım. Düğünde ilk kızımı gelin ettiğim günler aklıma geldi. Başkan her ne kadar neşeli olsa da içini rahat okuyabiliyorum. İlk evden gitmeler çok zor olduğunu sevinçle hüznü bir anda yaşarsınız. Ama sonra alışıyorsunuz, ilk göz ağrınız evden ayrılıyor. Düğünde Bakanından üst düzey misafirlere kadar herkes oradaydıı. Ortam çok güzel mekân mükemmel, Allah herkesi mutlu mesut etsin. Sayın Başkanı ömür boyu çocukları ile mesut etsin. Kız babası ile kızı arasında geçen bir kıssa aklıma geldi sizlerle paylaşayım.
Baba ile kızı arasında yıllar geçtikçe farklılaşan diyaloglar. Kız babası olanlar ve ya babasını üzmedi ona olan sevgisini anlatmak isteyen kızlar. Acaba duygularınız benziyor mu? Yeni doğan bebeğe:
Baba: Ne kadar da güzel. Şimdi bu küçücük şey benim kızım mı? Gözleri de bana ne kadar çok benziyor.
Kızı: Bu gözlerini benden hiç ayırmayan adam babam olsa gerek.
5 yaşında
Baba: Prensesim benim, güzel kızım. Söyle bakalım baban sana ne alsın.
Kızı: En çok babamı seviyorum. Babam, niye annemle uyuyor. Hep benimle uyusun, başkasını sevmesin.

15 yaşında
Baba: Ne kadar da çabuk büyüdü. Eve de gittikçe geç kalmaya başladı, bu gidişle başına kötü bir şey gelecek. Sanırım daha sert konuşmalıyım...
Kızı: Babam yüzünden arkadaşlarımla istediğim kadar vakit geçiremiyorum... Bana baskı uygulamasından nefret ediyorum... Ne zaman özgür olacağım...
25 yaşında
Baba: Bir gün bunun olacağını biliyordum... İşte evleniyor... Zaten aramız eskisi gibi değildi... Şimdi bir de kocası var... Prensesim beni terk ediyor...
Kızı: Böyle bir günde bile o mutsuz ifadeyi takınmasının ne lüzumu var ki. Biliyorum onu bir türlü içine sindiremedi. Bu yüzden yapıyor. Kendi hayalindeki damat değil ya! Sanki birlikte yaşayacak olan o.
3
yaşında
Baba: Çok az görüşüyoruz. Daha sık bir araya gelsek ne iyi olur. Hem torunlarımı da özlüyorum. Kendi arkadaş çevrelerinden fırsat bulup da bize gelemiyorlar ki.
Kızı: Babamları da çok ihmal ediyorum galiba. Yine telefonda çok üzgün geldi sesi. Hafta sonu onlara süperiz yapmak en iyisi.
4
yaşında
Baba: Kızıma göre çağın gerisinde düşünüyormuşum. Oysa küçükken derslerine hep ben yardım ederdim. Anlayamadığı bütün problemleri bana sorardı. Şimdi beni beğenmiyor. Bir daha onunla asla politik tartışmalara girmeyeceğim.
Kızı: Babam giderek daha da çocuk gibi davranıyor. Sürekli bir şeylerden yakınıyor. Gerçi son zamanlarda sağlığı da iyi değil ama. Ya ona bir şey olursa. Zaten hiçbir zaman dilediği gibi bir evlat da olamadım.
45 yaşında
Baba: Kızımın mutlu bir yuvası olması ne güzel. Gözüm arkada gitmeyeceğim. Her şeyi kendi başardı. Onunla gurur duyuyorum...
Kızı: Babam için çok endişeleniyorum. Onu kaybetmeye hazır değilim. İlaçlarını da hep ihmal ediyor.
Allah'ım onu benden alma!
5
yaşında
Baba :
Dünyada mutlu kal kızım!
Kızı: Seni çok özleyeceğim ve arayacağım babacığım. Şimdi ben kime danışacağım, kim yardım edecek bana. Ne olur gittiğin yerde çok mutlu ol. Ve hep yanımda olduğunu hissettir, Ne bileyim ben, arada sırada işaretler yolla mesela. Ah babacığım! Sensiz nasıl yaşayacağım.
55 yaşında
Kızı: Sen gideli, seni daha iyi anlıyorum babacığım. Keşke seni hiç üzmeseydim demeyeceğim, Çünkü "keşkeklerin” hiçbir şeyi değiştiremeyeceğini biliyorum. Yine de beni duyuyorsan, lütfen seni Üzdüğüm her gün için çok ama çok pişman olduğumu bil olur mu?
Bazen birbirini üzen baba evlatlar sonradan çok pişman olurlar. Allah herkesi mutlu mesut etsin bir yastıkta kocatsın. Kız çocuklar çok hayırlıdır Allah onlara gözyaşı akıtıp ailesini üzdürmesin. Evde iken ailelerde yaşanan bu tür hikâyeleri dinleriz ondan dolayı bunu anlattım. Çocukların belki kulağına küpe olur diye anlattım. Allah evlat aile sevgisini ömür boyu muhafaza etsin.



Önceki ve Sonraki Yazılar

YAZIYA YORUM KAT

UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.