Ramazan TOPRAK
Aksaraylı Yatırımcı Niye Çekiniyor?
Aksaraylı
hemşehrimiz yatırımcıların/müteşebbislerin
Aksarayımız'da yatırım yapmaktan çekindikleri yönünde
Eskidenberi yaygın bir kanaat var..
Bu doğru mu? Doğru ise nedenleri neler?
Bu soru'ya doğru ve gerçekçi bir cevap verilebilirse,
Bu temel sorun'un nedenleri teşhis ve tesbit edilmiş olacak..
Bu temel sorun'a çözüm üretilmesi halinde ise
İlimizde yatırımcı zihniyet canlandırılmış olacaktır..
Bunun bir adım ötesi yatırımdır, istihdamdır, işsizliğin bitmesidir..
Yazımızda, bu kanaate nasıl gelindiğine ışık tutmaya çalışırken,
Bu analizin bir başlangıç olmasını arzu ve umut ediyorum..
Organize
Sanayi Bölgesinde nisbeten çaplı yatırım yapan
Müteşebbislerin birkaçı hariç ilimiz dışından gelen yatırımcılar olduğu,
Hemşehrimiz birkaç yatırımcının sınırlı yatırımları hariç tutulursa
İlimizde çaplı yatırımlardan kaçındıklarını..
Ciddi yatırım kapasitesi olan hemşehrilerimizin
İlimiz yerine başka bölgelerde yatırıma yöneldiklerini görüyoruz..
Bunda elbette pek çok başka nedenler de vardır..
Ancak kısa bir analizden sonra çok önemli bazı faktörlerin de
Etkisinin bulunduğu görülecektir..
Yatırım konusunda bugün gelinen nokta bir sonuçtur..
Yetersiz sonuca bakarak boş boş hayıflanmak yerine,
Bu duruma/sonuca/noktaya nasıl gelindiğinin tesbiti amaçlı
Bir inceleme ve analiz yaparak ortaya koymaya çalışalım..
Bu kapsamda, hafızalarımızı biraz tazeleyelim..
İlimizde 45 bini aşkın gurbetçi ailenin bulunduğunu,
197
'li yıllardan itibaren ilimize ciddi döviz girdisi olduğunu,
Hatta yakın geçmişte döviz girdisi bakımından
İlimiz Ziraat Bankası'nın tüm iller arasında
Ülkemizde ilk sıraya yükseldiğini de biliyoruz..
Hal böyle iken.. gelinen yetersiz noktanın nedeni olarak
Yaşanan üç kötü tecrübeye değinelim..
197
'lerde,
Gurbetçi hemşehrilerimizin alınterlerini/kazançlarını
Memleket hasreti ve sevdasıyla,
"Hiç değilse evlatlarımız kendi memleketimizde iş sahibi olsunlar"
Düşüncesiyle, ilimizde yatırıma ve istihdama dönüştürmek isteyen
Gurbetçilerimiz, bazı fırsatçıların önerilerine inandılar ve
Çok sayıda tuz fabrikası vaadleriyle dolandırıldılar..
Sözümona tuz fabrikası veya tesisleri zarar ederek kapatılırken,
Nedense yöneticileri ve muhasebe işlerini yürütenler
Batı illerinde birden zengin oluvermişlerdi..
Bu ilk kötü tecrübe, tam bir hayal kırıklığı idi..
198
'lerde,
Artık yatırım sevdasından vazgeçen gurbetçilerimiz
"Hiç değilse yazın tatile geldiğimde kalacağım yer olsun,
Emekli olup geldiğimde hem başımı sokacağım evim olur,
Hem de yatırım olur" diyerek ev alma furyası başlayınca,
Bazı fırsatçı müteahhitlerce normal değerinin çok üzerinde,
Fahiş kârlar ve fahiş fiyatlarla, çok yüksek sayıda evler satıldı..
Yatırım bir yana, zarar eden çok sayıda gurbetçimiz
Tabir caizse yine aldatıldı, kandırıldı, ürkütüldü..
199
'larda,
Hiçbir ticarî tecrübesi bulunmadığı halde
İnsanımızın dinî duygularını çok iyi istismar edecek yetenekte
Holdingçiler, gurbetçimizin ayağına kadar gittikleri ve
Avrupa'da bankalar mevduata yüzde 5'lerde faizler verirken,
Holdingçilerin kâr ortaklığı adı altında peşin verdiği
(Ticaret yapılmadan kâr payı.. üstelik de peşin, nasıl veriliyorsa) ve
Yüzde 25'lere yüzde 3
'lara varan peşin faizlerle,
Yine aldatıldılar, dolandırıldılar, ürkütüldüler..
2
'lerde
ise,
Mark'ın Euro'ya çevrilmesiyle gurbetçilerimizin geliri
Bir anda yarı yarıya düştüğünde zaten iş işten geçmişti..
Buna Avrupa'daki kriz de eklenince
Gurbetçi sermayesi kavramı ortadan kalktı..
197
ile 2
arasında yaşanan bahsettiğimiz kötü tecrübeler,
O dönemlerde varolan ve toplam tutarı belki de
Birkaç on milyar doları bulabilecek kaynak.. tabir caizse
Yokedildi, ürkütüldü, kaçırıldı, yatırıma dönüşemedi..
İstihdama dönüşemedi, işsizliğe çare olabilecekken olamadı..
Hem de bir hiç adına, aç gözlülük adına, dolandırma adına..
Bu durumdan sadece gurbetçilerimiz değil
Yatırımı düşünen diğer hemşehrilerimiz de olumsuz etkilendi..
Aksaraylı
hemşehrimiz yatırımcıların,
5
84 sayılı Yatırım ve İstihdamı Teşvik Kanunu imkanlarına rağmen
Kaynaklarını ya âtıl kazanca yatırmalarında, ya da
Başka illere ve bölgelere kaydırmalarında, diğer nedenlerin yanında
Bu kötü tecrübelerin de önemli bir yer tuttuğunu düşünüyorum..
Aksaray'ın gelecek öngörüsü vs. bahaneleriyle,
Neye yaradığı hala bilinmeyen eski ifadesiyle
Yüzlerce milyar lirası çöpe atılmak yerine,
"Sorunu en iyi bilen, taraflarıdır" mantığından hareketle
Yola çıkılırsa daha makul ve sonuç alıcı tesbitler yapılabilecektir..
Doğru analizler, doğru teşhisler ve tesbitlere,
O da doğru ve sonuç alıcı çözümlere ulaştıracaktır..
Burada
başta Ticaret ve Sanayi Odası yönetimi olmak üzere,
İlimizi temsil, yönetme ve yönlendirme konumunda olan
Görevli ve yetkili herkese bir çağrıda bulunuyorum..
Aksaraylı yatırımcıların çoğu şartlar uygun olduğu halde
Kendi illerinde yatırım yapmaktan çekinmelerinin nedenleri konusunda,
Gerek yukarıda sıraladığımız ve gerekse diğer nedenler üzerinde,
Ciddi bir ticarî, ekonomik ve sosyolojik analizler, tesbitler yapılmasını,
Bu tesbit ve analizlerden hareketle,
Doğru çözüm yollarını oluşturma konusunda
Derhal harekete geçilmesi gerekir..
Bu temel sorunun üzerine gitmek yerine
Kulak üstüne yatılırsa.. yatırım/istihdam/işsizlik gibi
En temel sorun üzerinde şikayet etmeye hakları olmaz..
Sorumluluklarını da ifa etmiş olmazlar..
Gurbetçilerimizin
geldiği bu günlerde,
Sadece geçmişte kalmayıp bugünlerimizi ve hatta
Geleceğimizi de olumsuz etkileyen bu temel sorunu,
Dile getirmeyi bir görev addettik..
SÖZÜN ÖZÜ:
Nedenlerini göremeden, sorunları çözemezsiniz.. RT
E-Posta:
[email protected]
YAZIYA YORUM KAT
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.