AKSARAYLI SANATÇI UMUT ZEN AKSARAY'A KÜLTÜREL PROJELERLE İMZA ATACAK

AKSARAYLI SANATÇI UMUT ZEN AKSARAY'A KÜLTÜREL PROJELERLE İMZA ATACAK

Aksaray'ın evladı sanatçı Umut ZEN geçtiğmiz günlerde Aksaray'a gelerek Aksaray için kültürel çalışmalar yapacağını belirtti


    Aksaray'ın yetiştirdiği sanatçılardan biri olan Umut ZEN kültürel faaliyetlerle Aksaray'ı uluslararası düzeyde tanıtıyor.Amerika da geçtiğimiz yıl konser veren Umut ZEN Amerikada da hayranlarının sevgi seline uğradı.
   Geçtiğimiz günlerde Aksaray'a gelen UMUT ZEN  sitemize yaptığı açıklamada  Aksaray'ı çok sevdiğini ve kültürel açıdan tanıtılması için projeleri olduğunu ve seçimden sonra  bunun gerçekleştirilmesi için ne gerekiyorsa yapacağını söyledi.Şu an 2.albüm hazırlıklarının sonlarına yaklaşırken Aksaray'da bir organizasyon yapıldığında Aksaray için seve seve konser vereceğini söyledi.
  Aksaray Umut Zen'i ne kadar tanıyor  onun için UMUT ZEN kimdir ? ''

23 yıldır Müzikle iç içe olan 'UMUTZEN' farklı sound ve müzik anlayışı ile, tüm dikkatleri üzerine çekmeyi başardı..


Orta öğreniminden sonra, Haliç Üniversitesi Türk Müzikisi Şan bölümünü tamamlayan 'UMUTZEN' aynı zamanda yıllarca Tasavvuf Müziği ile de yakından ilgilenmiştir. Bu ilgisini Ney, Tanbur, Ud ve Rebab çalgılarıyla da perçinlemiş.


 


'Şahin Özer Müzik' etiketiyle çıkan albümün hazırlıkları yaklaşık 3 yıl sürmüş. Albümün çıkış şarkısı olan 'Allahü Allah' bizzat Şahin Özer tarafından derlenmiş. Albümün hazırlık aşamasında başta 9 yıldır kader birliği yaptığı Barış Kutupoğlu olmak üzere, aranjede Ali Çehreli ve Murat Eryalçın'la çalışılmıştır. Albümde sözleri Fettullah Gülen'e , müziği Ertuğrul Erkişi'ye ait olan 'Hüzünlü Gurbet' ve söz-müziği anonim olan 'Allahü Allah' ilahisi dikkat çekmekte.


 


Albümün fotoğraf ve İmaj çalışmalarında Koray Kasap'ın emeği, projenin içine kadar yansımıştır. Klip yönetmenliğinde son zamanların başarılı ismi Teoman Topçu, Kıyafetlerde ise Yasemin Akat'ın imzası var̷
;


Kendisiyle yaptığımız röportajda şunları söyledi:


Umut Zenle albümü ile ilgili tartışmaları ve müzik geleceğini konuştuk̷
;


 


Umut Zen: "Amacım dünyaya açılmak. Türkiyeyi Eurovisionda temsil edip tüm dünyayı ayağa kaldırmak istiyorum." diyor.


Yıllarca usulüne uygun okunan bir ilahiyi Rock müziğine katıp söylemek çok farklı bir tarz. Bu nasıl ortaya çıktı?


Bu tarzın ön çalışması yapıldı ama ben yola bilinçli olarak çıkmamıştım. Sahne aldığım yerlerde okuduğumda acayip olumlu tepkiler aldım. Bu ilahi hangi soundda okunursa okunsun insanları etki altında bırakıyor. Bunu birçok kez gözlemledim. Burada faklı olan Rock müziği ve Rock sound'u adrenalini çok yüksek bir müzik. Müziği seslendirmeden çekip alırsanız ilahinin usulüne okunmuş olduğu ortaya çıkar.


 


İlahinin dinleyenleri etki altında bıraktığını söyledin. Var mı yaşadığın olaylar?


Var. Hem de bir hayli çok. Hayatı boyunca bu ilahiyi hiç dinlememiş olan kişiler benden utla dinlediklerinde de çok sevdiler. Enerji saçıyor. Benimle iş yapanların ve yakın çevremdekilerin etkilenmesini normal karşılarım ama ilk defa dinleyip de tüylerim diken diken oldu diyenlerle çok karşılaştım. İlahi tarzı müzikle hiç alakası olmayan kişilerin bu tarz tepkilerini görmek bana yetti.


 


Yaptığın müzikle etrafına dinsel anlamda mesaj verdiğini düşünüyor musun? Böyle bir misyonunuz var mı?


İslamın müziği ya da müziğin İslamı olmaz. Mesaj verme ve bir yererle ulaşmak gibi amacım yok. Olmaz da. İlahi sadece müzikal anlamda bir mesaj verir. Ama diğer taraftan insanların ne aldığı da önemlidir. Müslüman camiada millet olarak etkilenme nasılsa Hıristiyanlarda aynı şekilde etkilenir. Global bakış açısından dünyalılara etkiliyor. Bunu bire bir gözlemledim.  Yunanistana çok sık gidiyorum. Albüm çalışmalarımız esnasında bu parçayı klipsiz bir şekilde insanların tepkisini almak adına oradaki Hıristiyanlara benim söylediğimi belirtmeden CDden dinlettim. Çok etkilendikler. Benim savunduğum bir şey var; İslamın müziği, Hıristiyanlığın müziği diye bir şey olmaz. Tamamen ruhani. Manevi boyuttan baktığınız zaman etkinin hangi dinden ve ırktan olduğu önemli değil. Eğer size ulaşıyorsa bir etkisi altına alır. Bir frekanstır çünkü.


 


GÜLEN ÖNCEDEN DİNLEDİ


 


Albümünde, Allahu Allahın dışında bir de sözlerini Fethullah Gülenin yazdığı Hüzünlü Gurbet ilahisi var. Tanışıyor musunuz?


Kendisi ile birebir tanışmıyorum. Hüzünlü Gurbetin sözleri çok derin ve bende hatırası var. 2

5 yılında anneannemi kaybetmiştik ve annemle cenazeden dönerken, arabada Ahmet Özhanın yeni çıkardığı Hüzünlü Gurbet albümünü dinliyorduk. Annem parçanın Kalbim annemin kalbi gibi hissi diye bölümünde ağlamaya başladı. Annem annesini kaybetmiş, ben hem anneannemi kaybettim ona ağlıyorum hem de annemin annesine ağlamasına ağlıyorum. Acayip etkilenmiştim. Ondan sonra albüme okumaya karar vermiştim.


 


İzin için Gülenle görüştünüz mü?


İzni olmadan okumak gibi bir durum olamazdı. Ben okumayı çok istiyordum. İlk başta izin istedik. Daha sonra parçayı okuyup kendisine yolladık ve çok beğendiği haberi geldi. Benim için asıl önemli olan eserin sahibinin beğenmesi ve etkilenmesidir. Albümde Barış Kutluoğlu diye bir besteci ile tanıştım. Barış benim kader arkadaşımdır. Beraber büyüdük, konservatuara da beraber başladık. Ben şarkıları okuduğumda Barış beğenmez ve etkilenmezse albüme koymam. Bu yüzden Sayın Fethullah Gülen, Hüzünlü Gurbeti beğenmeseydi çok istememe rağmen albüme koymazdım.  En kısa zamanda albümü de kendilerine yollayacağım inşallah. İlahileri Rock tarzında söyleyerek bozduğunuz yönünde eleştiriler oldu mu?


Eleştiri olacaktı ve oldu. Bu tarz daha çok gelenekçi kesimde kabul görmedi. Haklılık payları vardır. Ben geleneksel yapının her zaman korunması taraftarıyım. Zaten seslendirdiğim ilahiden müziği çekip alırsanız, farkın sadece müzikte olduğu ortaya çıkacaktır. Biz sadece müzik soundunda değişiklik yaptık. Önyargılarını bir kenara bırakan herkesi yaptığım işe inandırabilirim.


 


Tasavvufla olan alakadarlığınz nereden geliyor?


Dini musiki ile başladı. Bu günkü günümüze gelmesi de o başlangıcın sonucudur. Çocukken de keyif alırdım. Dinlemeye, okumaya çalışırdım. Öğrenciliğimde ud ve tambur çalardım. 2

2de Neyle tanıştım ve daha çok okuduğum tasavvufun müzik alemine de daldım. Şu anda yaptığım musikinin başlangıcı. Bismillah gibi bir şey.


 


Besmelenin arkasından neler gelecek?


Bir kere şunu belirteyim; evet bu ilahi Ramazanda çok dinlenecek. Dikkat çekecek. Fakat ben bir ayın sonunda kaybolup gitmeyeceğim. Amacım dünyaya açılmak. Türkiyeyi Eurovisionda temsil edip tüm dünyayı ayağa kaldırmak istiyorum.


 


Hedefin Türkiyedeki müzik piyasasına girmiş birisi için büyük. Neden hemen Eurovision?


Millet olarak zaten kimlik problemi yaşıyoruz ve içeriklere baktığımızda Eurovisionun kimliğimizin standartlarını bozmakta ciddi bir etki oldu. Kimse kabul etmese de bu bir gerçek. Garip garip denemeler yaptık. Birinde de birinci olduk. Fakat bu kimlik yozlaştırmasını değiştirmez. Bana sorsalar, Nejat Ertaşı gönderin saz çalsın sonuncu olsun. derim. Türkiyenin çok ufak bir yerinin duygusu, mistik havası ile sonuncu olmak, İngilizce şarkı ile birinci olmaktan daha önemlidir.


haber-röportaj:GÖKTEN ÖZTÜRK


HABERE YORUM KAT

UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.