Abdullah GÜDENDEDE

Abdullah GÜDENDEDE

Ağrı...




FİZİK TEDAVİ VE GÜNCEL SAĞLIK SORUNLARI



Ne
zaman anne karnına düşüp de hayata dair ilk adımlarımızı atmaya başladıysak,
Allah’ın bize bahşettiği bedenin kendine has dilini de o zaman öğrenmiş oluruz.
Bu bedenin kendini kontrol etmek amacıyla, bilincin desteğiyle oluşturduğu
muazzam yapı, duygusal/hissi uyarıların yanı sıra duyusal uyarıcılar tarafından
da kendini ifade etmekte, varlığının devamı için giriştiği hayat mücadelesinde
daha anne karnında 26 haftalık bir fetüsken ilk ağrıları hissetmektedir. İlk ağrı tecrübeleri olarak karşımıza çıkan
bu nokta, birçok insanın hayatında derin etkiler bırakan onları her yönden
etkileyen kompleks birer sürece dönüşmektedir. Ağrı günümüzde birçok kişinin
temel şikâyetlerinin başında gelmektedir.
Ağrının bilimsel açıdan tanımlarına
bakacak olursak;


Var
olan veya olası doku hasarına eşlik eden veya bu hasar ile tanımlanabilen, hoşa
gitmeyen duysal ve emosyonel deneyimdir.


Vücudun
belli bir bölgesinden kaynaklanan, kuvvetli bir doku harabiyetine bağlı olan ya
da olmayan, insanın geçmişte edindiği, subjektif, primitif protektif deneyimleri
ile ilgili, sensoryal, hoş olmayan emosyonel bir duyum, davranış şeklidir.


                Yukarıda ki
tanımlardan hareketle ağrıyı açıklayacak olursak; ağrının temel özellikleri
olarak karşımıza emosyonel yani, duygusal oluşu, sübjektif yani bireyden bireye
farklılık gösterir. Primitif protektif derken, birincil koruyucu aynı zamanda
öğrenilen ve tekrarlanması durumunda hatırlana bilir olan tecrübî yönüne işaret
edilmektedir. Sensoryal oluşuyla duyulara ve duyumlara has oluşu
vurgulanmaktadır. Toparlayacak olursak emosyonel ve sensoryal oluşum ağrıların
duygusal duyumsal boyutlarının varlığıdır. Ağrı sonrasında, kişide davranışsal
değişikliklere neden olacak bir algılama olayıdır. Bunun yanı sıra ağrıların
fiziksel bir uyaranla beraber tecrübe edilerek ileride kullanılmak üzere yaşam
için saklanır.


Ağrıların
sosyo-psikolojik boyutuyla ilgili söylenenlere
baktığımızda


Mc
Caffery’e göre:


Ağrı,
hastanın söylediği şeydir, eğer söylüyorsa vardır.
Albert Schweitzer göre:
Ağrı, insanlık için zalim bir hükümdar hatta ölümden daha
korkunçtur.


Ağrı
kavramını tıbbi bir boyutta irdeleyecek olursak şu noktalara değinmemiz
gerekir:


Ağrı,
mekanizmalarına, başlama süresine veya kaynaklandığı bölgeye göre farklı
şekillerde sınıflandırılır. Başlama süresine göre ağrıyı akut ve kronik olarak
inceleyebiliriz. Akut ağrı genellikle bir travma ya da bir hastalıkla birlikte
başlar. Vücutta anormal bir şeylerin olduğunu haber verir.  Vücudumuzun alarm sistemi gibi bir görev
üstlenmektedir. Kronik ağrı ise doku hasarından sonra oluşan, ayları aşan
süreleri ile devamlılık gösteren, hasta tarafından ağrının yeri, karakteri ve
zamanı ile ilgili yeterli bilgi verilemeyen, nedeni olan hastalığın ya da
hasarın iyileşme sürecinin aşılmasına karşın devam eden ağrıdır. Kendi başına
bir hastalıktır.


Sürekli
ağrılar, iyileşme sürecini olumsuz etkiler, strese, anksiyete (kaygı)
depresyona, genel fiziksel ve psiko-sosyal yetersizliklere sebep olur. Büyük
oranlarda iş gücünün azalmasını ve ekonomik problemleri de beraberinde
getirir.


Ağrı
tedavisinde ilk adım ağrıya neden olan etkenin ortadan kaldırılmasıdır. Eğer var
olan bir ağrı varsa bunun tedavisini yapmaktır. Bu doğrultu da tedavi amaçlı
kullanılan çeşitli yöntemler vardır. Fizik tedavi yöntemleri de bunların içinde
önemli bir yere sahiptir. Fizyoterapide amaç, başlangıçta saptanan disfonksiyonu
düzeltmek, hastanın yaşam kalitesini artırmak, ağrıyı ve ilaç kullanımı
azaltmak, hastanın ağrısını gidermede en etkili tedavi modelitesini
belirlemektir.


En
iyi tedavi ise ağrının hiç başlamamasını sağlayan ‘koruyucu’ yaklaşımlardır.
Bunlar ergoterapi ( bireye uygun çevre düzenlemesi yapılması ), egzersiz
reçetesi
(fizyoterapistin bireye özgü verdiği ) , fizyoterapistin hastayı
dikkat etmesi(koruma, sakınma, yapılması yanlış olan hareketler ve doğrusu vb.)
gereken şeylerle alakalı bilgilendirilmeleridir.


Sağlıklı
mutlu ağrısız günler dileğimle…


Fzt.Abdullah Güdendede




 







Önceki ve Sonraki Yazılar

YAZIYA YORUM KAT

UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.