Günah keçisi bulundu!

başarısızlığın sorumluluğu,
gelişmiş ülkelerde yöneticilerde aranır..
gelişmemiş ülkelerde ise sistemde aranır..
bu kapsamda,
yönetim yanlışları sorumluluğu
ya yöneticilere çıkarılır, ya sisteme..
akıllı(!) yönetici/ler hesaba çekilirse
başına neler geleceğini iyi bildiği için ön-alırlar..

suçunu birilerine yıkmaya kalksa
sesi soluğu çıkacağı, kendisini savunacağı,
karşı atağa geçtiğinde suçlamasının altında kalacağı için
bundan kaçınır, garantili bir taktiğe yönelir
ve sesi soluğu hatta gık'ı çıkmayan,
dili olmadığı için kendisini savunamayan
sisteme/rejime suçlarını yıkarak topluma döner,
"ben aslında o yanlışları yapmak istemedim,
o suçları/günahları işlemeyecektim,
onların yerine şu şu şu hizmetleri yapacaktım,
onların yerine şu şu şu sevapları işleyecektim,
lâkin bu sakat sistem bu bozuk rejim var ya,
benim elimi kolumu hatta ayağımı bağladı,
o yüzden işimi görevimi yapamadım" der..
sistem de dili olmadığı, kendisini savunamadığı ve
"neyi yapacaktın da nasıl engel oldum" diyemeyeceği ve
akıllı yöneticileri boşa/açığa düşüremeyeceği için
suç, sistem/rejimin üzerinde kalır..

bu panayır gösterisini seyreden ciddi bir çoğunluk
"sükut ikrardan gelir" diyerek sistemi suçlamaya başlayınca
gün doğduğunu gören yönetici/ler keyifle mırıldanıp,
"hah işte, nihayet günah keçimi buldum" diyerek
sevinç çığlıklarıyla sokağa fırlar ve gururla,
"bakın eyy millet, gördünüz mü suç bende değil,
asıl suçlu bu sistem" der, keyifle..
bütün suçlarını sistemin sırtına yıkmış ve
suçlarından aklanmış! günahlarından arınmış! olarak
göğsünü gere gere meydanlara çıkabilir artık..
herşeye sıfırdan başlama avantajı avansı fırsatı
yakalamanın verdiği cesaretle yarım kalan günahlarına
artan bir şevkle devam edebilir artık..

bu kısır döngü,
ülkemizde yaşanan döngü olmayıp,
sadece patagonyalıların ülkesine özgü olup,
'para goydun ya mevzuat goymuş gadar olursun'
anlayışına sahip patagonya'da yaşanabilir anca..
siz bu ülkeye paragonya da diyebilirsiniz..
patagonya'da halkın azımsanmayacak bir kesimi,
"biz fakirmişiz muhtaçmışız kime ne,
yöneticilerimiz gurur duyacağımız kadar zenginleşsin,
kendimizi zengin olmuş sayarız" diyerek mutlu olurlar, mış..
"yabancının değil ya, bizim zenginimiz" diye teselli bulurlar, mış..
"ülkemiz gelişmemiş miş, geçiniz bunları,
yönetici büyüklerimiz gelişmiş ya, bu bize yeter" deyip
üzerinde durmaz gülerek geçip giderler, miş.. hatta,
"gelişmiş ülkelerin yöneticilerine şööle bi'bakın,
gariplerin doğru dürüst malvarlıkları bile yok,
böyle zengin ülke mi olunur" deyip acırlarmış, mış,
gelişmiş ülkelerin fakir yöneticilerine de, zengin halkına da..

çatışma, kargaşa ve kaoslarla kriz üstüne kriz yaşayan
ve ülkesi kan gölüne dönen patagonyalılar,
mutluluk döngüsü/sarhoşluğu içinde
mutlu mutlu hayatlarına devam ediyorlar, mış..
derken bi'gün deniz bitmiş..!
diyeceğimiz o ki,
patagonya'da asıl sorun
sistem mistem rejim mejim değil, miş..
akıllı yöneticilerin günahlarını sırtına yıkacağı
"günah keçisi bulmak" imiş bütün mesele..
bulmuşlar da netekim, "rejim" miş meğer.. lâkin,
rejimin günahları taşıyıp taşımadığı henüz belli değil, miş..

E-Posta: [email protected]

Ramazan Toprak

Önceki ve Sonraki Yazılar

YAZIYA YORUM KAT

UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.